Club Penguin Korsanları Bölüm 30:Ateşten Günler

Gönderen Oğuz99



Kısa bir süreliğine Ozieeboo ve tayfasında"n yıllar sonrasına,1845 yılına gidiyoruz.Bir tren,düdüğünü öttürerek raylarda ağır ağır ilerliyordu.Trenin içinde genç bir penguen daktilosuyla birşeyler yazıyordu.Daktilo tıkırtıları ve trenin raylara vura vura gitmesi bir orkestraydı adeta.Genç penguen şunları yazıyordu.

"Hiç sizi etkileyen veya yaşınızdan büyük bir görev aldınız mı?Ben aldım.Hem de çok zor bir görev.Görevim ne miydi?Anlatması uzun hikaye...Beni bir çoğunuz tanımıyorsunuz.Öncelikle kendimi tanıtayım.Adım Pamukyoti..Deneyimli bir yazar değilim biliyorum.Ama öyle şeyler yaşadım ki birilerine anlatmak istiyorum..Her neyse başlayayım.

Tekrar 1755 yılına geri dönüyoruz..Hikayemizin bir kısmını Pamukyoti'nin yazdıklarından,bir kısmını da anlatıcı ağzıyla yazacağım..

Club Penguin Krallığı'nın içinde bulunduğu dönem hem insanlar hem de penguenler için önemli bir dönemdi.Ülkede son yıllarda insan adı verilen canlıların göründüğüne dair haberler geliyordu.Hatta içlerinden biri başkent Bobsled'e gelmiş,bütün penguenler ondan çok korkmuştu.İnsanlar penguenlere dostça yaklaşmıştı,ancak kral onlara şüpheli gözüyle bakıyordu.Zira insanlar en son keşfettikleri Amerika kıtasında hala birbirleriyle savaşıyordu.Şimdi ise Club Penguin'in varlığı insanlar tarafından biliniyor,hatta bazı insanlar adaya asker çıkarmaya çalışsa da ordu onlara engel olmuştu.

"Rockhopper adında bir korsanın insanlarla pazarlığa oturduğuna dair haberler geliyordu köyümüze.O zamanlar henüz on yedi yaşındaydım.Köyün tek okuyan erkeği bendim ve köye bu haberleri sık sık getiriyordum.Okula gitmek için sürekli şehre inmem gerekti."


Penguenler bir gün sokakta yürürken denizden atılan bir top mermisi ile irkildiler.
-Bu da neydi?
-Allahım sen bizi koru!
Askerler ise teleskopla tespit ettikleri gemiye ateş açıyordu.Fakat gemiden atılan toplar öyle etkiliydi ki her yeri darmaduman ediyordu.
-Evlerinize geri dönün şehir saldırı altında!
Penguenler bağırarak evlerine koşuyordu ancak top gülleleri birçok masum insana hedef oluyordu.

"O gün okuldan eve geliyordum.Yakınıma düşen bir top mermisi ile irkildim.Etrafıma bakındığımda gök gürültüsüne benzeyen bir ses duydum.Askerler sokaklarda halka çağrıda bulunuyor,kalelerdeki toplarla karşılık veriyorlardı.Birkaç sandalla gelen korsanları görünce hemen köye döndüm ve ahaliyi uyardım.Kardeşimi alarak eve girdim.O gece top ve tüfek sesleri köyümüze kadar geldi.O gece bir saniye bile uyumadım."

Ertesi sabah başkentten gelen müfettişler talan edilmiş şehirde her yeri inceliyorlardı.Çıkan sonuçlar ise herkesi öfkelendirmiş,ve bir o kadar da korkutmuştu.

"Ertesi sabah şehre erzak almak için indiğimde Bobsled'den gelen müfettişleri gördüm.Aralarındaki konuşmalara kulak misafiri oldum.
-Kullanılan toplar Büyük Britanya yapımı.Yani bu top insan yapımı.O yüzden etkisi çok büyük diye konuşmalar duyuyordum.Yaralıların çığlıkları yürekleri dağlıyordu.Daha sonra hep adını duyacağım o meşhur tüfeğin adı geçti
-Tüfekler de insan yapımı dedi müfettiş.Yerden bir tane alarak:
-Görüyorsunuz işte!İnsanlar topraklarımızı almak istiyorlar!diye bağırdı.Bunlar Kentucky tüfekleri!
Eve döndükten sonra babam öfkeden kudurmuş bir şekilde geldi.Hışımla ablama ve anneme bağırarak:
-Şehir karıştı!Belediye binası saldırı haberiyle çalkanıyor!Zaten paramız da yok!Büyük bir olasılıkla savaş çıkacak!Hazırlanın!Yarın sabah gün doğmadan yola çıkıyoruz!!

Babam kaçmayı bize sormadan seçmişti.Zaten hep böyle yapardı.Ama onları durduracak birileri gerekiyordu.Zaten askeriyede çalışan Bevri Amcam köydeki bütün gençlere atış talimi yaptırıyordu.Beni de bölüğüne katmak istemiş ancak babam:
-Para yok!diyerek geri çevirmişti.
Küçük kardeşim korkudan ağlıyordu.Babam sesini daha da yükselterek:
-NE DİKİLİYORSUNUZ!HER ŞEYİ TOPLAYIN!diye bağırdı
Ben ise dayanamayarak:
-Ben gelmiyorum!dedim
Babam ise  öfkeden kıpkırmızı olan gözleri ile bana baktı:
-Ne demek ulan gellmiyorum?Açlıktan nefesin koksun mu istiyorsun?Ne o kahramanlık mı yapacaksın?Savaş meydanında gebermek mi istiyorsun ne yapacaksın!Devir değişti efendi!

Ben ise istifimi bozmadan:
-Evet gebericeğim!dedim.Gerekirse evet.
Babam:
-Senelerse hepinizi ben besledim!Şimdi bana nankörlük mü yapıyorsun diyerek tokat atacak oldu ki annem ona mani oldu.Ben ise merdivenlerden aşağı inerek evden çıktım.Sokaktan babamın bağırışları duyuluyordu
-NANKÖR HERİF!!"

Pamukyoti kararını vermişti,ilan edilen savaşa katılacak ve bu toprakları insanlara teslim etmeyecekti.Dışarısı adeta buz gibiydi.Kar da yağmaya başlamıştı.Nereye gideceğini düşünürken birden aklına Bevri Çavuş geldi.

"Sizlere biraz amcamdan bahsedeyim.Bevri Çavuş,nam-ı diğer Deli Fişek.Köyümüzün yük akı.Diğer amcalarımla beraber askeri okulu birincilikle bitirmiş,Ozieeboo adında bir komutanla İspanya'ya bile gitmişti.Amcam o komutanın adını her zaman saygıyla anardı.Amcalarım içerisinde sadece babam işsizdi,fakat akrabalarımızın yardımıyla Belediye Binası'nda katipliğe başlamıştı.Kapıyı çaldığımda amcam kapıyı açtı:
-Aslanım,senin burada ne işin var?diye sordu
-Evde babamla tartıştık dedim
-Gel içeri diyerek beni içeri çağırdı.Bana çay ikram ederken:
-Demek öyle ha!dedi.Ve ekledi
-Senin baban asla adam olmaz!Hep içki ve kumar peşinde!Geçenlerde benden borç para istemişti.


Bir süre sonra kapı çaldı.Gelen babamdı.Amcam:
-Ne var?Ne istiyorsun?diye sordu
Babam:
-Nerde o oğlan?
Amcam:
-Burada!Bir mahsuru mu var?
Sonra bana döndü:
-Aslanım,sen eve git.Biz babanla birşeyler konuşacağız.
Ben de hiçbir şey söylemeden evden çıktım.Ama eve gitmemiş kapıyı dinliyordum.İçerden duyduklarım şunlardı:
-Eee.Belediye'de işler nasıl?
-İyi ağabey fakat geçinemiyoruz ki..
-O işi bulduğuna şükret!Peki bu kumar işlerini bıraktın mı?
Babamın sustuğu anlaşılıyordu.Sonra:
-Ağabey,aslında ben de bunu konuşmak için gelmiştim..Bana para lazım.
Amcam ise öfkeden kudurmuş olacak ki bağırmaya başladı:
-Ulan yine mi para!Ailen günlerdir senin yüzünden aç kalıyor!Oğlanın okul masraflarını bile ben karşılıyorum!Daha ne istiyorsun!
Daha sonra bir kılıç şakırtısı duydum:
-Son duanı et öldüreceğim seni!
Babam ise korkudan ağlamaya başlamıştı.Amcam kılıcı indirerek:
-Bu çocuğu rahat bırakacaksın!Benimle yarın sabah cepheye geliyor!Masrafları benden!Anladın mı beni!!
Babam ise süt dökmüş kediye dönmüş,evden çıkmıştı.O günden sonra yaşımdan büyük bir görevim vardı artık...


Devam Edecek..

0 yorum: