Zor Bir Yaşam Bölüm 5:Hitler'in Testeresi

Gönderen Oğuz99

Benzin hisselerinin çalınması işinden sonra başka işlerde aldım tabii.Ama önce Meer'in beni biri ile tanıştırmasıyla işime biraz ara vermek zorunda kaldım.Şehrin biraz dışına çıktım ve Cihan02 adındaki bir oto tamircisinin yanına gittik.Bizi görür görmez:
-Hey Meer!Sen buralara uğrar mıydın!
-Seni gördüğüme sevindim Cihan02!Bu Ozi,benim en yakın arkadaşım!diyerek tanışmamızı sağladı.O sırada Marinascombo'dan bulaşan pardesüsündeki yağ lekesini fark edince:
-Cihan!Bu paltoya bir servet ödedim ben!
-Söylesene sen sağlık bakanlığından mı geliyorsun!diyerek tepki gösterdi.Meer:
-Sadede gelsek iyi olacak!Ozi için bir işin var mı?
-Evet,bir işim var.Bana bir Penguin Turbo 500 gerekiyor.

Penguin Turbo,Club Penguin'deki en iyi araba markasıydı ve benim arabam da onun yanında sönük kalıyordu.
-O kadar harika bir arabayı nasıl bulamadın dostum?diye sordum
-Çünkü nereye bakacağını bilmiyor!Puffle Hotel'deki otoparkta onlardan bir sürü var!
Cihan02:
-Kapa çeneni de dinle!Ski Village'nin ara sokaklarından birinde Brown Penguins diye bir çete var.Onlar o arabayı çaldı.Senden onu geri almanı istiyorum.
-Orası kahverengi penguenlerin dolandığı yer değil mi?dedim
Meer:
-Ta kendisi!Bu arada Ozi,emanetini yanına al diyerek önceki işimde kullandığım Colt 45'lik tabancayı geri verdi.Biraz atış talimi yaptıktan sonra Jefferson'uma binerek Ski Village'nin arka sokaklarına geldik.Yolda bu mahallenin gidişatından söz ettik.Penguenlerin buraya göç etmesi,tavşan gibi çoğalmaları yüzünden burası yaşanmaz bir hale gelmeye başlamıştı.Buralarda sokak çeteleri yoğun biçimde vardı.Yolun kenarındayken Meer:
-Krem renkli bebek işte orda!Onu tek parça halinde getir Ozi.Dikkatli ol,kahverengi penguenler seni benzetmesinler!
-Anladım diyerek arabadan çıktım ve duvara tırmanmaya başladım.İçeri atladıktan sonra kasketli,pantolon askılı,ceketli bir kahverengi penguen:
-Burada ne yaptığını sanıyorsun lanet olası pislik!diyerek bana yumruklarını savurmaya başladı.Dudaklarımdaki bir küfrü zapdetmeye çalışarak kahverengi penguene vurmaya başladım.Sağ kroşemle yere yıkılan kahverengi penguen cebinden tabancasını çıkaracağı sıradan ondan hızlı davrandım ve tek kurşunla onu yere serdim.Arabaya yaklaştığımda yukarıda insanlardan aldıkları esrarı içen kahverengi penguenler bana:
-NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SENİ.....!diye bağırarak küfürler savurmaya başladılar.Hemen arkasından silahlarını çekerek aşağı inmeye başladılar ve dolu gibi bana kurşun yağdırmaya başladılar.Sokaktaki penguenler de silah seslerini duydukları anda kaçışmaya başladılar.Polis birazdan burada olurdu.Onları silahımla hakladıktan sonra arabanın camını kırdım ve son hızla oradan uzaklaştım.Tam ucuz atlattım derken çete üyeleri peşime başka bir arabayla düşüp kurşun yağdırmaya devam etseler de polis önlerine çıktı.Paçayı kurtarmıştım.Ondan sonra arabayı Cihan02'ye götürdüm.


Pizza Parlor'a geri döndüğümde kasiyer birinin beni aradığını söyledi.Numaraya geri döndüğümde arayan annemdi.İş meselesini soruyordu:
-Dün gece neredeydin Ozi?Çok merak ettik seni!
-İş arıyordum anne.Sendika patronuna gittim ve bana verecek işi olduğunu söyledi diyerek kıvırdım.Ama aslında daha pengueni bile tanımıyordum.
-Tamam oğlum,iyi şanslar diyerek telefonu kapattı.Hemen ardından Meer ve Nitro'yu bir masada gördüm.
-Pekala çocuklar çok önemli bir işimiz var.Yeni bir sözleşme imzaladım.
-Kimlerle?diye sordu Meer.
-Chinook Ailesi ile diye cevap verdi Nitro.Kendisi bir kiralık katildi.
-Ne yapacağız?diye sordum
-Aileden üç kişi şişko bir penguenin adamları tarafından Forest'ta taranmış ve arabaları Cove'dan denize atılmış.Bunun intikamını Chinook'lar almak istiyor.İşte burada biz devreye giriyoruz..Şişko patatesin bugün Cream Soda fabrikasına geleceğine dair istihbarat aldık.Konvoyuna baskın yapacağız ve arabasını havaya uçuracağız..
Meer:
-Bunu nasıl yapacağız?diye sordu
Nitro:
-Bir MG42..diye cevap verdi
-MG42 mi?MG42'yi nereden bulacağız diye şaşkınlıkla sordum.
-Marinascombo değil mi?dedi Meer
Nitro:
-Aynen.Sen onu tanımazsın Ozi.Kolombiyalı bir silah kaçakçısı.Senin gibi İkinci Dünya Savaşı gazisi.Ama sohbet etmeye vaktiniz yok çünkü silahı hemen getirmen gerek.Silahlarımızı oradan temin ediyoruz.Bazukadan oyuncak tabancaya kadar her silahı ondan alabilirsin.Silah dükkanı Town'da.Silahı Town'daki Ice Street'e getir.Numara 343.
-Anladım hemen çıkıyorum!diyerek Pizza Parlor'dan çıktım.

Town'un ara sokaklarına çileli bir trafik ile zar zor ulaşabildim.Ara sokağa giderek dükkanının kapısını çaldım.Hoparlörden gelen bir ses:
-Evet,ne vardı?
-Şey..Nitromearda beni sipariş için gönderdi.
-Tamam gir içeri diyerek kapıyı açtı.Kapıdan içeri girdiğimde burası adeta bir cephanelikten farksızdı.İçeride ise bir gözü korsan bandı ile kapatılmış bir penguen gördüm.
-Demek bu bebeği sen alıyorsun ha?diye sordu
Silahı kutudan çıkardı ve:
-Bu bebekle karşına çıkan bütün Nazileri temizlersin dostum!diye ekledi.Keşke Daniel katledilirken bu silahı alıp onu koruyabilme şansını yakalasaydım...
Sonra silahtan bahsetmeye başladı:
-MG42!Alman yapımı..Hitler'in Testeresi de derler buna.Dakikada 700'den fazla mermi atabilir.25 kilodur bu yaşlı kız!Umarım bir arabayla gelmişsindir.
-Aslında bu silahla tanışmışlığım var dedim.
Mor renkli korsan bandlı penguen:
-Vay canına sen de mi hizmetteydin?Dur tahmin edeyim Kuzey Afrika'da mıydın?Yoksa Fransa'damıydın?
-Husky Harekatı,sonra da Fransa'ya gittim.Orada da vuruldum ve hizmet dışı oldum diye cevap verdim.
Penguenin meraktan gözleri faltaşı gibi açılmıştı:
-İnanamıyorum demek paraşütçüydün ha!Bende Normandiya'daydım.Harika bir hoşgeldin partisinde gözümden oldum!
Ve ekledi:
-Memnun oldum amigo!Ben Marinascombo!
-Bende Ozieeboo.Kısaca Ozi derler.Bende memnun oldum dostum!
Bu sohbetten sonra silahı arabaya yükledim ve Town'daki Ice Street'in yolunu tuttum.Numara 343'e silahı kurduk ve kurbanımızı beklemeye başladık.Meer bir sandalye çekmiş,elinde bir makineli tüfekle uyuyordu.Pencere kenarında da Nitro ile ben bekliyorduk.Dayanamadım ve merak ettim:
-Nerelisin Nitro?
Verdiği cevaba hiç şaşırmamıştım:
-Sicilya..
-Buralara nasıl geldin?
-Babam onurlu bir adamdı.Mussolini çetesini dağıttı.Göç kararı aldığımızda babam "gurbet ellerde yaşamayacağını"söyledi.Ve mecburen onu bırakarak buraya geldik.
-Sonra ne oldu?
-Mussolini babamı tutuklattı.Birkaç ay sonra da işkenceden öldüğünü öğrendik.Cesedinin bile yerini bilmiyorum.
-Peki İngilizcen nasıl bu kadar iyi?diye soracakken aşağıdaki Cream Soda işçileri:
-PATRON,GELİYORLAR!diye bağırmaya başladılar
Nitro,Meer'i uyandırdıktan sonra bana dönüp:
-Ozi!Adam dışarı çıkar çıkmaz MG42 ile destek ateşi sağla!
Adamlar yukarı baktıktan sonra bizi farkettiler ve bize ateş etmeye başladılar.Ben de pencereden MG42 ile onlara aman vermiyordum.İki tane araba bu silah yüzünden patladı.Adamımız ise fabrikaya sığınmıştı.Nitro:
-Tamamdır çocuklar!Gidip şu adamı alalım!
-Fabrikaya gidiyor!diye bağırdım
Meer,önüne çıkan bir adamı tabancasıyla yere serdikten sonra:
-Çabuk olmalıyız!
Dışarıda bekleyen adamlar da ateş ederek geri çekiliyordu.Nitro:
-Ozi!Aramızda en deneyimli sensin!Hadi kır şu kapıyı!
Kapıyı bir tekmeyle kırdım ve üzerime dolu gibi kurşun yağmaya başladı.Cream Soda kutularının arkasına geçtikten sonra Meer:
-Senin için geliyoruz domuzcuk!diye bağırmaya başladı
Önümüze çıkan adamları hakladıktan sonra yerden bir av tüfeği aldım ve merdivenlere doğru yöneldim.Yukarıdaki adamları temizledikten sonra:
-Temiz!
Adamlar aynı zamanda işçileri de vurmuşlardı.O sırada asansörden iki Tommy(otomatik bir silah) taşıyan adam geldi ve Meer ile Nitro'yu kurşun yağmuruna tuttular.Ben de saklandığım yerden çıkıp av tüfeğiyle ikisini de vurdum.Asansöre binip yukarı çıkacaktık.Adamımız yukarıdaydık,emindik.Asansördeyken Meer bir Cream Soda şişesini almış,kafasına dikiyordu.Nitro:
-Ne yapıyorsun?
-İş üstünde Cream Soda içmek!Sen ne zaman Rockhopper'ın tayfasından oldun?diye sordum
Meer de büyük bir rahatlıkla:
-Bu soda bir harika!İyi kalite çocuklar siz de deneyin!
Asansörden indikten sonra depodaki kepenkleri delen kurşun vızıltıları duyduk.Nitro:
-Kahretsin!Makineli tüfekleri var çocuklar!
Aynı zamanda bize molotof kokteyli de atıyorlardı.Meer hayvani çığlıklar atarak elindeki Thompson marka makineli tüfekle etrafa kurşun yağdırmaya başladı.Onun sayesinde önümüz açıldı.Meer bize dönerek:
-Yerdeki silahları alın!Daha fazla adam olabilir!
Hemen elime bir Tommy aldım ve üst katı temizlemeye başladım.Yukarıda da adamımız duruyordu.En sonunda üçümüz,o yalnız başına kalmıştık.Penguen korkudan tir tir titriyordu:
-Beni öldürmeyin!Çocuklarım var lütfen!
Nitro ise ciddi halini hala koruyordu:
-Çocuklarını bu işlere başlamadan düşünecektin seni şişko!
Tabancasını penguenin başına dayadı.Ben de manzarayı görmemek için gözlerimi kapattım.Ve bir silah sesi...Ama Nitro'nun çığlıkları duyuluyordu:
-KAHRETSİN!AAAH!
Nitro,kolundan vurulmuştu.Önümüzde de penguen gülerek silahını bize doğrultmuştu.Meer ve ben:
-SENİ PİSLİK!diye bağırarak otomatik silahlarla pengueni taradık.Saniyeler içerisinde yere yığıldı...
Nitro'nun yanına gittim:
-İyi misin?
-İyi değilim!Bacağımda golf topu büyüklüğünde bir delik var!LANET OLSUN!!diye bağırarak cesede bir el ateş etti.Fabrika da molotoflar yüzünden yangın çıkmıştı.Meer,Nitro'yu sırtladı ve onu arabaya bindirdik.Polisler az sonra burada olurdu.Onu Chinook'ların yaralı üyelerini götürdüğü Türk doktoru Emrepenguin1'e götürdük.Gerekli para hala birikmemiş ve benim de şu anlık bir işim yoktu...


Devam Edecek....

2 yorum:

  1. Helal olsun zaten sen bu hikayeler konusunda bu siteye ve kendi sitene çok emek veren bi kişisin. Burda bir iş gibi değil, hobi olarak hikaye yazman çok iyi bir şey...

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim dostum:)Bende senin hikayelerini severek okuyorum ama sitede kimsenin olmayışı benim hikaye yazma isteğimi azaltıyor ne yazık kı:(

    YanıtlaSil