Zor Bir Yaşam Bölüm 10:Ölümle Dövüşmek

Gönderen Oğuz99

Maçtan sonra son derece keyifliydik.Ata2000'in keyifli olmasının başka bir nedeni daha vardı.Hapishane müdürü güya benim ilk maçta eleneceğimi düşünmüş olup,galibiyetimle cevabını alması çok hoşuna gitmişti:
-Rakiplerimize vereceğimiz en güzel cevap başarılarımız evlat!
Bir odadan bir müzik aleti sesi duyuyordum.Hakan'a dönerek:
-Bu ses de ne?diye sordum
Hakan ses kulak kabarttıktan sonra:
-Bir bağlama sesine benziyor diye cevap verdi.Sesin olduğu yere gittiğimizde Kazakistanlı'nın elinde bir sazla bir halk şarkısı çaldığını gördüm.Hakan:
-Bu bir dombıra.Kazakistan'ın milli çalgısı.
Çaldığı şarkı beni son derece büyülemişti.Sadece:
-Harika diyebilmiştim.Kendisi de mest olmuşçasına çalıyordu. O sırada gardiyanlardan biri:
-Хватит играть эту чертову штуку!(ŞU LANET ŞEYİ ÇALMAYI BIRAK!)diye bağırdı
Kazakistanlı başını çevirdiğinde gardiyan elindeki saza elini atmış,onun elinden almaya çalışıyordu:
-бля брось!(Bırak şunu lanet olası!)
Aynı sırada Kazakistanlı da Rusça bağırmaya başladı:
-нет, я не!(Hayır!)
Gardiyan hala çekiştirirken Hakan oraya yürüdü ve gardiyana şiddetli bir yumruk attı.Kazakistanlı:
-Ne yaptığını sanıyorsun?Neden benim işime karışıyorsun?
Gagası kan içinde kalan gardiyan:
-Вы видите, вы мудак!(Sen görürsün pislik herif!)
Ata2000:
-Hakan!diyerek onu yanına çağırdı.İster istemez ordan uzaklaştık.Akşama doğru koridorda bağrışmalar ve bir şeylerin kırıldığını duyduk.


Ertesi sabah Kazakistanlı'yı taş ocağında gördüğümde gözünün biri morarmıştı.Soranlara ise "kapı çarptı"diye yalan söylüyordu.Anlaşılan o ki Kazaklar da aynı Türkler gibi onurlarını koruyormuş.Bir süre sonra yanıma hapishane çevirmeni ile bir gardiyan geldi.
-Посетители имеют Ozieeboo
-Ozieeboo,bir ziyaretçin var.
 Ziyaretçinin kim olduğunu son derece merak ediyordum.Odaya girdiğimde kimi gördüm dersiniz?Kardeşim Silvia'yı:
-Silvia!!Sen buraya nasıl geldin?
-Meer beni uçakla buraya yolladı.
Uçak mı?Uçak biletlerine verilecek parayla bir araba alınabilirdi.Demek ki Meer ben yokken işleri büyütmüştü.
-Nasılsınız?Annem nasıl?
-Sen gittikten sonra annem çok hastalandı.Ben idare etmeye çalışıyorum.
-Ne demek idare etmeye çalışıyorum?Annemin nesi var?Paranız mı yok?
Silvia gözlerinden yaşlar süzülerek:
-Hayır,annem vasiyet etti.
-Ne vasiyeti?Ne diyorsun Silvia?
-Annem,annem kanser Ozi..
Bunu duyunca beynimden vurulmuşa döndüm..
-Eğer bana birşey olursa buralarda kalma,evlen dedi bana.
-Evlenmek mi?
-Ben..ben evleniyorum Ozi.Belki de taşınıp Sicilya'ya döneceğim.
-Kesinlikle olmaz!Oraya dönemezsin diye cevap verdi.
Silvia'nın gözyaşları sel olmuştu:
-Ne yapacağım bilmiyorum.Anneme ya birşey....
-Sakın aklına böyle şeyler getirme!diyerek sözünü kestim.
-Meer'in kasasında birikmiş birazcık daha para var.Bir kısmıyla annemi tedavisine kullanır,diğer bir kısmı ile düğün masraflarını karşılarsın.
-Ama Ozi..
-Aması filan yok.Turnuvayı kazanacağım ve ilk uçakla yanınıza geleceğim.Sonra kendimize yeni bir igloo alırız ve gerekirse anneme biz bakarız dedim.
 Gardiyanlardan biri yanıma gelerek:
-срок истек!(Süren doldu)
 İster istemez taş ocağına geri döndüm.
  
Moralim sıfıra inmişti.Annem orada ölümle pençeleşirken ben birşey yapamıyordum.Bu gece Japon dövüşçü ile Amerikalı'nın maçı vardı.Japon dövüşçü çevik hareketleriyle Amerikalı'yı yıldırsa da ne yazık ki çok kötü bir şekilde yenildi.Yenilen dövüşçülere ne olduğunu merak ediyorsunuz değil mi?Ne yazık ki sonları çok kötü oldu.Yenilen dövüşçülerin daha yaraları sarılmadan ormana götürülüp kurşuna dizildiğini cezaevi müdürü bütün dövüşçülere söylemişti.Artık lamı cimi yoktu.Artık ölümüne dövüşmeli,kazanmak zorundaydım.Öleceksem ringte son nefesimi verip ölmeliydim...

Devam Edecek....
  

0 yorum: